Oct 29, 2012

SEN BENİM KİM OLDUĞUMU BİLİYOR MUSUN?

Dün yine uyumadan önce düşünüyorum, "Nasıl bi' insanım acaba ben?" diye. Hani böyle söyleyince her gece bunu düşünüyormuşum gibi oldu ama hayır, her gece yaptığım şey düşünmek. Böyle söyleyince de gerizekalılara anlatıyormuşum gibi oldu. Hatta şimdi de her şeyden nem kapan alıngan insanlara açıklama yapıyormuşum gibi... Bu böyle gidecek, ben yine konuya giremeyip bir süre zırvaladığımla kalacağım ve yazı bitecek. Bazen oluyor bu. Mesela bir ara anlatmak istediğim şeye gelene kadar bir dolu şey yazdım. Sonra baktım çok uzun oldu ve zaten sıkıldım o kadar şey yazdıktan sonra. Anlatacağım şeyi "Sonra anlatçam, söz." diyerek erteledim ve sonra anlatmadım. Ama şimdi yeni bir paragrafa geçeceğim ve her şey çok güzel olacak, gelin.

Uykusuzluktan ölüyor da olsam beynim bir süre düşünmeden uyumayı reddediyor. Bunu neden yapıyor, hatta şöyle söyleyeyim; bunu "bana inat" neden yapıyor bilmiyorum. Çünkü ben düşünmek falan istemiyorum aslında. Her normal insan gibi kafamı yastığa koyayım. Bir sağa, bir sola, sonra tekrar sağa döneyim ve horuldamaya başlayayım istiyorum. Ama olmuyor. Kafamı yastığa koyuyorum. Sağ, sol, arka, ön, ters takla... Bunun sonu gelmiyor. Bu arada beynim hâlâ düşünüyor yalnız. Hayır, o kadar düşünecek şeyi de nereden buluyorsan artık arkadaşım, bi' uyutmuyorsun!

İşte dün de yine böyle bi' andayım. Ana temayı da "Kimdir bu Neşe?" olarak belirlemişim farkında olmadan. Böyle önden bi' öz eleştiri ardından seyirciye sunum yapar gibi düşünüyorum. Sonunda karar verdiğim üzere, genel olarak insanları "mutlu etmeyi seven" bir insanım. Ama çoğu zaman mutsuz ediyorum. Hani hobileri arasında arkadaşının yeni aldığı ve yakın bir zamanda kullanacağı defterin ileriki sayfalarına çaktırmadan minik notlar düşmek olan ve bunu sırf bahsi geçen arkadaş o sayfaya geldiğinde şaşırıp tebessüm etsin diye yapan bi' insan olarak bu üzme işini nasıl yaptığımı da bilmiyorum aslında. Zaten insanları mutlu etmeye çalışan bir insan olduğumu düşündükten sonra uyuyakaldım sanırım. Sonrası karanlık çünkü, hatırlamıyorum. Hatta bir iki tespit yapmıştım, onlar da kaynamış arada. Beynim her zamanki gibi konunun sıkıcı bölümüne geçince kendini uyku moduna almış olmalı.

Meraklılarına not: Hemen "İnsan, kendinin nasıl bir insan olduğunu bilmez mi?" demeyelim. İstediğim -ya da daha çok beynimin istediği- kendimden bir iki adım öteye gidip olaya bir de dışarıdan bakabilmekti. Yoksa şeker gibi kızım, ben de biliyorum.

No comments: