Jul 26, 2010

eskiden çook eskiden ben daha çok küçükken

küçükken herşeyi kendi zihnimde hayal ettiğimi düşünürdüm, çevremdeki herşeyi kendim oluşturdum sanar varolan düzeni bozmaya falan çalışırdım. şuan tam anlatamıyorum ama anlamasanız da olur, gereksiz bi bilgi. bi de kaderi bozmaya çalışırdım ama sonra kaderi bozmaya çalıştığımın da kaderde yazılı olduğunu düşünüp hüzünlenirdim.

bi de bi de, şirinler çilekleri ağaçlardan topluyolardı, çilekler ağaçta yetişir zannederdim ama büyük olan çilekler değil, küçük olan şirinlermiş.

Jul 23, 2010

insan Yalova'ya gitmek isterken Gemlik'e giderse...

hayatımın en büyük aptallıklarından birine daha imza atmış bulunmaktayım.
olay şöyle gelişti:
4 te olan piyano dersim için saat 2:45 civarı evden çıktım. minibüsü bekliyorum bekliyorum gelmiyo, içimden etmediğim kadar küfür ettim derken ufukta minibüs göründü. 3ü 6 geçe terminaldeydim. ama ne fayda, 3 arabasını kaçırmıştım. sonra adamın teki bana yalovaya mı gidiceksin dedi, evet diye cevapladım. öndeki arabayı gösterdi bindim. camda falan da yalova yazıyodu. sonra paralar toplandı. 1 buçuk lira aldı adam 4 alması gerekirken. "hehe salağa bak yanlış hesapladı heralde" diye sevindim ben de haliyle. neyse, başladık yol almaya. ama araba gitmesi gerekenin tam aksi yönde gidiyodu! ben zaten önce bi 3,4 dk yüzümde şok ifadesiyle cama burnumu dayayıp şaşkın şaşkın dışarıyı seyrettim. sonra da artık çok geçti. başta gemlik sandım ama köylere falan girip çıkıyodu araba. en sonunda bi köyde durdu. ben adama olayı anlattım, adam beni geri götürebileceğini söyledi. ben de oturup beklemeye başladım. kendi kendime gülerken (sinirlerimin bozulması nedeni ile:p) adam yine geldi. elinde bi SALATA'yla. ve ne derse beğenirsin:
"al kardeşim, yersin"
ben yok mok falan dedim, ısrar etti tutuşturdu elime. sonra gitti yine geldi beni geri getirdi. teşekkür ettim indim. yalova arabasına binip, asıl gitmem gereken yere doğru 4:15 civarında yola koyuldum. doğal olarak dersim de iptal oldu, haftaya salıya aldık.

al sana kroki de çizdim:


günün kahramanı



Jul 17, 2010

dont you cry.

Dün geceki rüyamda daaa.. Kraliçe olmuştum. Çok güzeldi. Koca bi sarayım, koca bi kütüphanem vardı. Kralın suratını hatırlamıyorum pek ama. Sonra biz tahtta otururken dışardan sesler geliyodu. Kapıyı aralayıp bakıyodum. Bi kız habire kan kusuyodu. Bana bi kitap lazım oluyodu. Onu aramaya gittiğimde çok az kitap kaldığını farkediyodum falan. Çokta hatırlamıyorum ama kan, rüyayı bozarmış sanırım. Olsun ben sevdim. Kraliçe olmak güzelmiş:D

Jul 15, 2010

Neşe'nin garip ötesi rüyaları ve Ay'la tanışmak.

Çok garip bi rüya daha gördüm.Ay, ne isterse o oluyodu. Mesela ay'da anahtar resmi çıkıp yere düşüyodu. Bizim de evde anahtar kapıdan çıkıp yere düşüyodu. Sonra basket sahasında potaları falan devirdi. Sonra aydaki kadın bize geldi. Ay bize geldi. Sarışın, çok beyaz tenli, kırmızı ruju var. Siyah pullu bi tulum giymiş, bütün bedenini saran. Parlıyo. Sonra konuştular. Toplumsal konular falan.. Bu arada biz nedense Trabzon'dayız bu olaylar olurken. Duhan falan da var. Sonra camdan bi lunapark görünüyo. Havai fişek atıyolar. Gondolun üstüne falan düşüyo. Ay, "birilerini öldürcekler" diyo. Sonra ben de evden inip bakıyorum kim napıyo diye. Arkadaşımın babası havai fişek atıyo. Sonra eve geliyorum anlatıyorum falan. Ondan sonra ay gidiyo. Burdan sonra da başka bi rüyaya geçtim zaten. Film izlemekten daha eğlenceli hâle geldi benim için uyumak..

Jul 3, 2010

rüya*

Dün gece çok güzel bi rüya daha gördüm. Böyle dağlık taşlık bi yerde kalıyoduk kuzenimle. sonra orda bi adamla bi çocuk bize yardım ediyodu çünkü hiç yiyeceğimiz yoktu. Bizi öldürmeye çalışan insanlar vardı. Tam adam beni vurucakken, silahları değişelim diyodu. Benimkini alıyodu. Onun silahı boş çıkıyodu. Bnimkindeyse son 1 mermi kalmış. Şu işe bak tek mermim var diyip silahı tam anlıma dayayıp, horozu kaldırıyodu. Sonra o çocuk, ama ben de çok var diyip adamı vuruyodu. Sonra ben silahımı alıyodum. Adam hala kıpırdanıyodu tam kalbinden vuruyodum. Sonra gidiyoduk falan filan böylee bişey:D daha uzun da hatırlamıyorum.