Oct 16, 2011

Balığa ağıt.


şu yukarıda gördüğünüz şeye sahiptim bir -bilemedin birkaç- ay kadar önce. arkadaşım, kendisi için balık alırken "benim de olsun" mantığım devreye girmiş ve o hevesle kapmıştım bir tane. evde halihazırda bir akvaryumum var sanıyordum ama o taşınırken kırıldığı için çoktan atılmış. tabi çok saygıdeğer aile büyüklerim bunu bana söylemeyi atladığı için ben de fanus almayı atladım. durumu öğrenince balığı borcama koydum. ama boyu kısa geldi. balık rahat edemedi. şarap kadehine koydum (yukarıda). eni dar geldi. balık rahat edemedi. balık şarap kadehine çok şeker(!) minik kakalar yaptı. annemin içi rahat edemedi. en sonunda babam uygun bir şeyler bulup içine koydu. balık rahat etti. annemin içi rahat bir nefes aldı. düzenli olarak yem verdim. 2 gün falan. düzeni daha fazla devam ettiremedim. sorumluluk bana çok geldi. balık rahat edemedi. balık acıktı. annem yem verdi. annem çok yem verdi. balık yedi. balık çok yedi. ben rahat edemedim. babama suyunu değiştirelim dedim. babam sonra değiştiririz, daha temiz o su dedi. balık rahat edemedi. bütün bunlar neticesinde. balık öldü. ölmüş yani. görecek kadar düzenli yaşayamadım. balık, ona isim koymamı beklemeden öldü. balık, ben ona iyelik eki ekleyemeden öldü. hoşçakal balık. ben üzüldüm.

bir de bu aralar, kalbimle halletiğimizi sandığım sorunlarımız tekrar vuku buldu. sanırım yine doktor yolu göründü bana. ayrıca, manga okuma alışkanlığının bir dezavantajı olarak, karikatürleri de sağdan başlayarak okuyorum artık. beynim?

Oct 3, 2011