Oct 24, 2010

Dream on.

Rüyamda gördüğüm bir şeyler yüzünden çok garip hissediyorum ama ne gördüğümü hatırlayamıyorum. Bu garipliğin nedeninin rüyamdan kaynaklandığını da az önce bir resme bakınca hatırladım. Sanki yavaş yavaş her şeyi hatırlayacakmışım gibi ama hatırlayamıyorum.
Christina Aguilera - you lost me.

Oct 22, 2010

birinin bana acilen elma şekeri yemeyi öğretmesi lazım...

Zira her yerimi batırdım.
Dedem bana elma şekeri almış, nereden aklına geldiyse artık... Canım ya:)

Oct 15, 2010

Fizik aşkı.

Tanrım! Fizikle evlenmek istiyorum!!!

Oct 11, 2010

Sinestezi

Empati'de bahsi geçen sinestezik eğilimleri olan insanlar mıydı tam hatırlayamıyorum ama semptomları aynı gibi geldi bana, dolayısıyla direk onlarla bağdaştırdım. Her neyse. Yalnız sinestezik olmak isterdim sanırım. Gerçi bazı şeyleri okurken, "aa bu bende de var." dedim ama pek ihtimal vermiyorum. 
Algılalama bozukluğu olarak geçiyor sinestezi ama çok değişik bir şey. Yani bence bozukluktan çok doğuştan gelen bir hediye. Bu insanlar sesleri görebilir, renkleri hissedebilir ve şekillerin tadını alabilirlermiş. 
Eskiden insanların gördüğü renkler farklıysa diye düşünürdüm. Mesela benim gördüğüm yeşil, senin pembendir ama ikimizde onu mavi olarak tanımlıyoruzdur. Anlatamadım galiba, biraz karışık aslında düşüncem ama bana olabilirmiş gibi geliyordu, çünkü senin ne gördüğünü yalnızca sen biliyorsun ve belki de insanların farklı renklerden hoşlanıyor olabilmeleri de bu yüzden olabilirmiş gibi geliyordu. Ama tabii bunu ne deneyle ne de gözlemle kanıtlayabilirim, başkasının gözünü alıp kendime de takamam. O yüzden sonsuza kadar benim zavallı teorim olarak kalacak, malesef. ^^,
Neyse sinestezikler pek sık rastlanan insanlar değilmiş. Ama nedense Ekşi Sözlük yazarlarından başlığa yorum atan kısmının yarısı sinestezik olduğunu iddia etmiş, ilginç geldi.
Ve ayrıca bu hastalığa(?) sahip insanlar çeşit çeşitmiş. Mesela bazıları renkleri duyar, bazıları tatları şekillendirir falan. 
Ha, ben buraya nereden geldim? İndigo insanlarından. Onu da başka zaman yazarım artık. 

Oct 8, 2010

Böcek katliamı ya da böceğin Neşe katliamı!

Igghhhh! Az önce hayatımın en iğrenç şeyini yaptım.
Olay şöyle gelişti:
Bir test kitabımı arıyordum. Dolabın diplerinde kalmış, ben de o yüzden yere eğilmiştim. Dengemi kaybedecek gibi olduğum bir an sağ elimle yerden destek aldım -ki almaz olaydım! Meğer tam o anda oralardan bir böcek geçiyormuş. Bir kayganlık hissettim. Parkenin üstünde ne olabilir diye düşünürken içgüdüsel olarak elime baktım ve çığlığı bastım tabi ki! Pestili çıkmış, avucuma yapışmış bir böcek cesedi! Refleks olarak üstüme sildim elimi hemen. Sonra da banyoya koşup elimi yıkadım ve ardından kolonyaladım. Ama hala içim rahat değil. Sanki hala böcek avucumdaymış gibi hissediyorum. Iykk ya tüm haşereler ölsün istiyorum! Arghhhhh........ Kusacağım.

Oct 3, 2010

"i think that im just ill with life, the same stale yet fluctuating factors."

Oct 1, 2010

şimdi aklıma geldi de...

...bundan sonra 'bir tanesin' yerine 'bir adetsin' diyeceğim. Çok daha romantik :p