annem, her onu aradığımda "aradığın için teşekkür ederim." diyerek telefonu kapatıyor. onu ne kadar yalnız bıraktığımın her bir telefon görüşmesinde suratıma inen tokadı bu.
bazen kendimi çok suçlamayayım diyorum, her ilişkinin iki yüzü vardır. ama bazen de bundan kaçış fırsatım olmuyor işte. kendimi bildim bileli kalbim acıyor. ve artık buna katlanamıyorum. küçük bir çocukken içimize çöreklenen ne kadar şey varsa hayat boyu orada öyle kalacak.
gerçeklik algımı yitireceğim diye haddinden fazla endişe duymaya başladım. uyuyamıyorum. uyanamıyorum. müzik dışında hiçbir şey yapamıyorum.
dün gece saat 5 buçukta kabus görüp uyandım. rüyamda gizem başına çok kötü bir şey gelmişçesine ağlıyordu, dayanamadım. ama çok yorgun olduğum için tam olarak uyanamadım da. geri uyumaktan da çok korktum. ses olsun diye youtube'dan aptal bir video ve odanın ışığını açınca bir nebze rahatlayıp uyuyabildim ancak. böyle anlarda asla kendimde olmuyorum. en azından daha güzel deliririm diye ummuştum.
bir gece uykuya dalışımın üzerinden daha 2 dakika geçmişken korkarak uyandım. kendi adımın "berrak" olduğuna ikna olmuştum ve tüm arkadaşlarımın adını unutmaktan çok korkuyordum. bir süre, yatakta oturup tüm arkadaşlarımın adını tek tek saydım.
gerçeği ayırt edemeyeceğim ve nihayetinde delireceğim diye ödüm kopuyor. iyi değilim.
No comments:
Post a Comment