Jul 21, 2015

611

19715
336

Bunu çok daha önceden anlamam gerekirdi.

Bütün o, toplumun erkeğe yüklediği "erkek adam ağlamaz" anlamından da öte; bir erkek/insan kendini alenen "ben duygusalım" şeklinde anlatmayı tercih ediyorsa bu öyle olmak istediğini, sahiden de öyle olduğunu ya da sadece kendini etiketlemeyi sevdiğini -yani bir anlamda yine öyle olmak istediğini- gösteriyor olabilir. Amacım yargılamak değil. Bu yüzden, ancak bu kadar emin olabiliyorum. Ama bunu çok daha önceleri anlamam gerekirdi. Çünkü bizzat deneyimledim. Deneyimlemek bile değil; dibine kadar hissettim. Duygusal görünmekten kaçtım. İçten içe bu duygusallığı sonuna kadar yaşıyorken inkâr ettim. Acizlik gibi gördüm. Üzerime yüklenmek istenen "güçlü insan" vasfına lâyık olmak istedim. Bu yüzden Ada'yı sahiplendim. İşte bu kız dedim, bana benziyor...

Çok güldüm. Çok güldürdüm, üzdüm. Üzüldüm de ama karşılığını sağlam verdim. "Ben" dedim "seninle birlikte eğleniyorum". Derdim tasam yokmuş gibi eğlenmedim. Derdimi tasamı unutup eğlendim; görmezden gelip. Eğlendiğimiz insanlar da benimle birlikte güldü. Sonrası biraz garip. Dertlerini tasalarını benimle paylaştılar. Yıllar önce asla anlaşamam gözüyle baktığım, şu anki en yakın arkadaşlarımdan biri "sen" dedi "bayağı komiksin aslında". Buna niye bu kadar sevindim o zaman şimdi anlıyorum.

O zamanlar yeni yeni yeterince güçlü olmadığımı idrak ediyor ve artık kendimi saklamak istemiyordum. Bu oyunu yeterince sürdürdüğüm fikri -ve hatta gerçeği- yorgun hissetmeme neden oluyordu. 

Ve kabulleniş...

Duygusallığımı koynuma alıp birilerine anlatmaya başlamıştım. Beklediğimin aksine hâlâ eğleniyorduk. Bu kabullenme -yine- beklediğimin aksine bende büyük bir değişim yaratmamıştı. Öyle sanıyordum. Sonra yavaş yavaş farkettim. Bunu kabullendiğimden beri çok az hissediyordum -hatta eskiye nazaran hiç... Ama bu durum beni güçlü de yapmamıştı. 

Bana gelip "ben duygusalım" dediklerinde inandım. E, ben de öyle yapmıştım! Ölüyor. Bir şeyleri ne kadar gün yüzüne çıkarırsan o derece ölüyor. Bırak içinde kalsın diyeceğim; o da taşıyor.

Ama bugün ilk defa bir şeyden çok eminim.

357

No comments: