Jul 11, 2014

kişisel telkin.

-Daha önce hiç Crystal Castles dinlediniz mi?

Bir ilişkideki 'yanlış' tarafı çözümlemede şimdiye kadar hep biraz geç kaldım sanırım. Bir şeylere başlarken seni tatmin edeceğine emin olduğun adamlar, kadınlar bir bakıyorsun....... BU DA NE?
Başa sar.
Bu biraz insanın kendini tanımasıyla alakalı bir şey, ne istediğini bilmesiyle. Biraz başka şeylerle. Ama eninde sonunda yaşadığın his kandırılmışlık. Bu başkasının sana yaşattığı bir his değil üstelik. Kendi kendine yaşatıyorsun. Zaten eninde sonunda yaşadığı her şeyin temelde insanın kendisiyle alakalı olduğuna inanıyorum. Kendini kandırıyorsun. Her gün. Defalarca.

-Neden?

Kendimize bunları yaşatmamıza hiç gerek yok.

- Bu ince değil, net bir çizgi: Sev ya da nefret et. Crystal Castles gerçeği.

Güvenmek mi istiyorsun, güven. Sevmek mi istiyorsun, sev. Yaşamak mı istiyorsun, yaşa.
Ama istiyor musun gerçekten?
Emin ol.
Dürüst ol.
Kendin ol.

- Ya tutuluyorsun,

İşin ayırdına varmak önemli, ne zaman olduğu önemli değil.
Eninde
ve
sonunda.
Ve ölmek için henüz vaktimiz var.

- ya da nefret ediyorsun.

Belki şu an bile sadece kendimi kandırıyorumdur.

- Her zaman öyle değil midir?

3 comments:

Anonymous said...

İkilemlerimiz ne çok ve anlamsız. Arada kaldığımız seçenekler değil kendimiz sanki. Ne güzel yazmışsın. Sev ya da nefret et.

deeptone said...

ödül verdim ki sanaaa :)

deeptone said...

iyisin di miiii :)