Rüyamda, ailem velet halimi tiyatro sahnesinde iki adamın sunduğu programvari bir şeyi seyretmeye götürüyorlar. Seyircilere de söz hakkının tanındığı, hatta ara sıra içlerinden birinin sahneye davet edildiği bir program bu ama içeriğini pek anımsayamıyorum şu an. Sonra sunuculardan biri, beni sahneye çağırıyor. Sahnede çok güzel zaman geçiriyorum ve hatta sahneden inerken selam veriyorum seyircilere ve nedense millet kafayı yemiş gibi beni alkışlamaya falan başlıyor. Ben tabii ilgiden dört köşe olmuş bir şekilde yerime dönüyorum. Gel zaman git zaman, o adamlar ikinci ailem gibi bir şey oluyorlar. Sürekli onlarla sahneye çıkıp showlarının bir parçası oluyorum ve bundan çok da hoşlanıyorum. Bu şekilde çocukluğum geçiyor fakat bu sırada o adamlar kimseye haber vermeden ortadan kayboluyor. Gösteri yaptıkları tiyatro sahnesi de bana ve yakın arkadaşım olan içlerinden birinin oğluna kalıyor. Çocuk sessiz, sakin bir tip ve hiç onlarla sahneye çıkmamış. Bu anlamda, ben ondan daha yakınım diyebilirim bu ikisine. Bizden başka 2 erkek ve 2 kız olmak üzere 4 arkadaşımız daha var grubumuzda. Ara ara sahnede veya başka bi' yerde buluşup bir şeyler yapıyoruz vs. Sonra bi' gün, o adamlar geri dönüyor. Ve o adamlardan birinin aslında kadın olduğu gerçeğini öğreniyorum. Bunca zaman ikisine de baba gözüyle bakmışken biraz şaşırıyorum tabii. Onları tekrar gördüğüm için sevinmem hasebiyle erkek olanın boynuna sarılırken "Aslında kadın olduğunu bilmiyordum." gibisinden bir şeyler söylüyorum. Ve sonra bir gösteri daha yapıyoruz ama seyirciler artık yaptıkları oyunlara ve showlarına ilgisini kaybetmiş gibiler. Gösterinin bir yerinde kadın olan "Neşe'yle birlikte size şarkı söylememizi ister misiniz?" diyor ve seyircilerden çıt çıkmıyor. Seyircilere sırtı dönük, eski tip bir koltukta oturmakta olan ben de, bu olayın üzerine, başımı hafif onlara doğru çevirip dilimi çıkararak "Peh." gibi bi' ses çıkarıyorum. Ardından seyircilerden bazılarının bunu saygısızlık olarak addedip homurdandığını duyuyor ama önemsemiyorum. Sonra gösteri bitiyor. O an kimseden bir şey duymamış olmama rağmen her nasılsa o kadının, adama aşık olduğunu bir şekilde biliyorum ama neden erkek kılığında gezdiğini ben de bilmiyorum. Gösteriden sonra 6 kişilik arkadaş grubumla arabaya atlayıp başka bir şehirdeki bar türevi bir yere gidiyoruz eğlenmek için. İçerisi bana fazla gürültülü geldiği için dışarı çıkıp yolun karşı tarafına geçiyorum. Yaşlı bir adamı iki eli dolu şekilde yürürken görüyorum ve hızlı hızlı yürüyerek ona yetişip yardım etmek istediğimi söylüyorum. Adamın sol elindeki poşeti alıyorum ama sağ elindekini vermek istemiyor bana. O şekilde yürürken bir grubun yanından geçiyoruz. Grubun rehberi oranın belediye başkanıymış güya ve bizi göstererek "Şehrimizde artık bu şekilde gençlerin yaşlılara yardım ettiği pek az görülüyor. Kimse kimseye güvenip yardım etmeye yanaşmıyor." diyor. Onları geçince yanımdaki amcayla muhabbet ediyoruz biraz. Bana teşekkür ediyor. Ben de o şehirde yaşamadığımı ama arkadaşlarımın bir kısmını orada yaşamaya ikna edebileceğimi düşündüğümü söylüyorum. Bir süre yürüdükten sonra adama daha fazla ileri gidemeyeceğimi söyleyip ayrılmak istiyorum. O da teşekkür ediyor bir kez daha ve elimdekileri alıyor. Sonra yolun karşısına geçmek istiyorum tekrar. Adam da peşimden gelmeye kalkışıyor. Onu görünce karar değiştirip yolun geldiğimiz tarafına dönüyorum. Sonra adam, "Benden şüphelenmiyorsun, değil mi?" diyor. Ben de "Aslına bakarsan şüpheleniyorum." diyorum. "Çoktan anlamıştın zaten." diyerek sırıtıyor ve bana vermek istemediği poşetin içinden bir silah çıkararak peşimden koşmaya başlıyor adam. Arkadaşlarımın hâlâ içinde olduğu barın karşısına geldiğimde adam da bana yetişmiş oluyor fakat o beni vuramadan başka biri onu vuruyor. Yere düşüşünü seyrediyorum bir süre ama kan görmüyorum. Sonra gösteriyi sunan adamın oğlu olan çocuk yanıma geliyor ve gösteriyi sunan kadının kalp krizi geçirip hastaneye kaldırıldığını söylüyor. Tam bu anda da bir polis ifademi almak için yanıma geliyor. Adama durumu izah edip arkadaşımla arabaya biniyorum ve hepimiz hastaneye giderken uyanıyorum.
Bunu yazdıktan sonra yayınlamaktan vazgeçmişim, kıyıda köşede durmasın dedim yayınlamaya karar verdim. Eh, n'apalım beynim hikaye yazmaktan asla vazgeçmiyor.
No comments:
Post a Comment