Sep 1, 2011

bazen bazı şarkılar ölsün istiyorum, bazen de bazı şarkılar uğruna ölebilmek.


Yazmam gereken uzun bir e-mail, çalışmam gereken dersler, bayramını kutlamam gereken insanlar, ikram etmem gereken şekerler, yenilenmeyi bekleyen yarısı soyulmuş ojelerim var. Sanırım ben bu defa uykuyu seçeceğim. 

Bir de şöyle bir şarkı var, şu alttaki yazı eşliğinde harika giden. (Okumaya niyetlendiysen, şarkıyı da aç lütfen. Çünkü bazen alakasız iki şey sadece birbiri için varolmuş gibi geliyor.)

"bir gün olacak, o sabah sağlıklı olarak bembeyaz çarşaflarda ve güneş ışığının doldurduğu ama size vurmadığı bir odada uyanacaksınız, uyandığınızda dışarıda araç sesi, sabahın köründe sizi arayan müşteri, çalışmanız gereken sınav, yetişmeniz gereken otobüs, yetiştirmeniz gereken proje iş vs. olmayacak hatta gelecek zaman içinde de olmadığını bilecekseniz, dışarıdaki insanların sorunları olmayacak veya olsa bile artık sizi ingilendirmeyecek, on dakika sonra ne yapıyor olacağınız sizi ilgilendirmeyecek ve o zaman bir kahve içeceksiniz, camdan baktığınızda dağ ve denizi aynı zamanda göreceksiniz."

"it's typical of you looking like you do, so typical of you love me like you do
you've got it all six seven times, you've got it all makes me feel so fine"

16 comments:

Missbone said...

Yenilenmeyi bekleyen soyulmuş ojelerimizi kan kardeşi mi yapsak ki Oo

Neşe said...

ben onlardan toptan kurtulmayı hedefliyordum, gelecekte bir ara. ama ikimiz de onlardan kurtulana kadar kardeş olabilirler.

Missbone said...

Bende kurtulayım diyorum,ama herhangi bir insanın parmaklarımı göreceği vakit olana kadar böyle yamalı don gibi kalabilirler :D

Neşe said...

hahahah ben yakında hepsini soyacağım zaten bu gidişle:D

Breña. said...

Flunk seven insanı seviyorum ben. Morning Star gelsin ardından.

Neşe said...

ben de flunk seven ve bu saatlere kadar ayakta olan insanı seviyorum.

ekin said...

bloguna ne zaman yorum atmaya gelsem blogger benimle adeta dalga geçiyor. senin için sorun olmayacaksa yorum şeysini bendeki gibi ayrı pencereye almanı rica edeceğim. yok ben böyle seviyorum diyorsan da SAYGILIYIM.

onun dışında, fotoğraf pek güzel. flunk'ı ilk bu şarkıyla dinlemiştim ben de sonra spring to kingdom come birinciliği kimselere vermedi. ayıca biz ygs - lys sürünürken istanbul'a gelmiş olmaları da hala mideme oturmuş durumdadır.

ne çok konuştuuum.

Neşe said...

yep. hallettim.
ve oha bilmiyordum. ben hala ygs-lys sürünüyorum ama bir kez daha gelirlerse belki istisnai durumlar yaratabilirim.
ayrıca sen yeter ki konuş, ayıpsın.

ekin said...

yehuuuu! teşekkür ediyoruz.

istediğini yapmak için çabalıyorsun. bu güzel. istisnai durumlar oluşursa KOŞ KIZ KOŞ diye kolundan tuttuuuğuuum gibii gideriz.

Neşe said...

şu yorumu okurken ağzımın 0.00000000000001 mikrosaniyede nasıl ve ne şekilde açılmış olduğunu görebilseydin bence kaçar giderdin ya neyse hahahah. azıcık ucundan sırıtıyorum da.

ekin said...

canlandırınca ben de güldüm. ben. kolundan tutmuş. çekiyorum. falan.

Neşe said...

işte ben de ondan. okuyunca direk hayal ediyorum nedense.

Unknown said...

benim de yapacak çok şeyim var ve sabah saat 05:52 şuanda, hiçbirisini yapacak gücüm yok inanır mısın.. uykuyu seçmek istiyorum, ama o beni seçmiyo..
şarkı iyi gitti, sabah sabah ;)

Neşe said...

ben de lafta seçtim sanırım uykuyu. hala uyuyamadım. iyi gitmesine de sevindim ayrıca..

Anonymous said...

ne çok yoruyo şu hayat bizi
hayır yani elimizden gelse herkes yatağında çarşafın altına gömülüp sonsuza dek kaybolacak :D

Neşe said...

ya yorulmaktan ziyade benim şu sıralarki ruh halimle ilgili sanırım:)