Aug 3, 2011

Rüyamda,

Ormanlık bir yerde, arkadaşlarımla eskiden çekildiğimiz fotoğrafın aynısını çekilmeye çalışıyorduk. Ama çeken kişi -kimdi hatırlamıyorum- sadece beni çekiyordu. Sonra sanırım piknik yapmak için bulunduğumuz yerden ormanın iç kısımlarına doğru ilerliyorduk. Karşımıza dev laleler çıkıyordu -ve bu andan itibaren onları minibüs camından izlemeye başlıyorum- Elimde telefon var, birine mesaj atıyorum "Burada dev laleler var, fotoğrafını çekip sana atacağım." diye. Ama sonra ben fotoğrafı çekemeden telefonum çalınıyordu. Minibüste de en arkadaki dörtlü koltukta Ebru Gündeş, menajeri ve yaşlı bir teyze oturuyordu. Ebru Gündeş şarkı söylüyordu, minibüstekiler de dans ediyordu. Ama hiçbir şarkının sonunu getirmiyordu. Sonra önlerden bir çocuk Ebru Gündeş'e kötü bir şey söylüyordu, Ebru da ağlamaya başlıyordu. Menajeri ve teyze Ebru'yu teselli etmeye çalışıyordu ama Ebru şoförü durdurup arabadan iniyordu. Sonra yağmur başlıyordu ve o anda birisi benim montumla ayakkabılarımı da çalıyordu. -rüyalarımda genelde yalınayağımdır zaten- Derken, telefonumu buluyordum. Ve minibüs inanılmaz güzel yerlerden geçmeye başlıyordu. Etrafta tek bir bina bile yoktu. Dağlık bir yerde ilerliyorduk. Sonra minibüse küçük bir kızla birileri daha bindi. İnsan gibi görünüyorlardı ama aslında insan olmadıklarını hepimiz biliyorduk -nedense-. Manzaraları hayran hayran izlerken birden inmem gereken yerden ileri gittiğimi farkediyordum. Şoföre söylediğimde o da son durakta inip, ters yöne giden minibüse binebileceğimi söylüyordu. Sonra en arkadaki yaşlı teyzeye son durakta ne olduğunu soruyordum, o da naylondan bir ev olduğunu söylüyordu. Ayağımda beyaz çoraplar vardı ve ben minibüsten inince ıslanıyorlardı. Durakta insan gibi görünen ama insan olmayanlarla beklemeye başlıyorduk. Ben onlarla konuşmaya çalışıyordum ama benimle iletişim kurmaktan çekinir gibi bir halleri vardı. O anda yine sahne değişiyordu ve bizim okulun kapısının önünde buluyorduk kendimizi. Ama sanki hiçbir şey olmamış gibi minibüs beklemeye devam ediyorduk. Sonra okulda arkadaşlarımı görüyorum, gidiyorum sarılıyorum falan derken minibüse binip terminale ulaşıyordum. Yürürken ayaklarıma bakıyordum ve bir anda ayakkabılarımın ayağımda olduğunu farkediyordum. Rüyamdan hatırladığım son sahne de bu.

10 comments:

Sam Scarlet said...

bilinçaltını alkışlıyorum izninle
en çok ebru'nun ağlamasına takıldım ben.

Neşe said...

benim rüyalarım hep böyle maalesef

Anonymous said...

bence böyle rüyalar görebildiğin için çok şanslısın :D

Lütfi Mutluer said...

Hayırdır insallah, benim ruyalar gibi oradan oraya geciyor :)

Neşe said...

sercan, öyle mi dersin:D ben uyandığımda garip hissediyorum.
lütfi mutluer, (:

YolcU said...

uyumadan önce yemek yeme :D

Neşe said...

Yemiyorum:p

YolcU said...

Hadi hadi itiraf et :) şaka bir yana ilginç rüyalar görüyorsun gerçi rüyaların tümü ilginçlik ve saçmalıklarla dolu. Belkide işin asıl ilgiç yanı rüyalarının bir kısmını oldukça net hatırlaman

Neşe said...

çünkü ben gündüz uyuyorum ve genelde akşamüstü bu tarz şeyler görüyorum. hemen uyandığım için de aklımda kalıyor. bu yazdıklarım az bir kısmı gerçi, normalde bunlar daha uzun ve daha saçmalar:)

Lütfi Mutluer said...

ben bir kaç saat sonra her şeyi unutmuş oluyorum :)