Jul 21, 2011

Tip insanlar topluluğu!

Bugünlerde cidden sınanıyorum galiba. Zira nerede "tip" insan varsa hoop yanımda bitiyor! 

Mesela geçen gün annemlerle alışverişe çıkmıştık. Daha doğrusu, annem ve arkadaşı her mağazaya girip almayacakları şeyler için bile saatlerini harcarlarken, biz de alışveriş merkezinde dolanıyorduk annemin arkadaşının kızıyla -ki kendisi şu yazıdaki pinpirikli insan olur-. Dışarı çıksak sıcak, içeride kalsak mağazalardan başka bir şey yok. Ne yapalım ne edelim diye düşünürken karşımıza sinema olayına farklı bir boyut kazandıran o şey çıkıyor: 7D sinema. Bizden başka bir iki kişi daha var etrafta ama görevli hatun bizi gözüne kestirip filmleri tanıtmaya başlıyor: "Bakın şunda kurukafa var mesela sizi kovalıyor film boyunca, bunda rayda gidiyorsun. Şunda uzaylı var çooook ilginç!" Kızın söylediği çoook ilginç(!) uzaylıya bakıyoruz, kıytırık bir animasyon. Kıza bakıyoruz, çoook ilginç bir şey görmüş surat ifadesi! Tabii durum böyleyken bizi kandırması zor olmuyor. Çünkü sonuçta o, filmi daha önceden izlemiş bilgin kişi ve biz, 7D'yle uzaktan yakından alakası olmayan kara cahilleriz an itibariyle. "Belki sadece afişte böyledir." diye düşünüyoruz ve filme girmeye karar veriyoruz. Film dediğimiz de 6,7 dakikalık bir animasyon. Kasaya gidiyor ve bir bakıyoruz ki karşımızda koca bir ekran var! Ve içeridekiler ne yapıyor ne ediyor her şeyi ayrıntılı bir şekilde görünüyor bu ekrandan. Bir an girmekten cayar gibi oluyoruz ve kıza ekranı kapatıp kapatamayacağını soruyoruz. Çünkü yanımdaki şahsiyet "Ay ben korkarııım! Çığlık atarsam sesim dışarıdan çok duyulur muu?" kafasını yaşamakta ve elbiselerimiz de esen en ufak "rüzgar"la açılabilecek kıvamda. Her neyse, kız bize ekranı 4te 1 oranında küçültebileceğini ve böylelikle pek görülmeyeceğimizi söylüyor. Biz de inanıyoruz ve giriyoruz filme. Bir oraya bir buraya sarsılan ve ani bir hareketlerinde geçirebileceğim omurga zedelenmesini (ve hatta felci) hiç mi hiç düşünmeyen koltuklar, ara ara yağıp kollarımızda yapışkan bir his bırakan sözümona "yağmur"lar, bacaklarımıza değen fiziksel olarak kablo filimsel olarak yaratık olan garip şeyler, hiçbir surata yakışmayacağını düşündüğüm kıytırık 7D gözlükleri ve son olarak eteğimizin açılıp açılmayacağını umursamadan esen rüzgar! 7D sinemanın bütün esprisi bu. Ha bir de boktan bir animasyon film var tabii ortada. Neyse biz bittiğine dua ederek çıkıyoruz salondan. Çıkar çıkmaz da bize garip garip bakan 3 tane "tip" herifle burun buruna geliyoruz. Başta anlam veremiyoruz bakışlarına ama ikimizin de aklında bir "ulan yoksa...?" belirmiş o an. Sinemadan biraz uzaklaştıktan sonra yanımdaki pinpirikli insan konuşmaya başlıyor: "Yaa dönüp kıza sorsak mı, küçültmüş mü ekranı diye? Çünkü benim eteğim bayağı açıldı, tutamadım." tarzı bir şeyler söylüyor. Sonrası malum, dönüp soruyoruz. Kız ne dese beğenirsiniz?! "Aa ben onu küçültecektim değil mi? Tüh, unuttum!" (pis pis sırıtıyor ve yanımdakine dönüp konuşmaya devam ediyor) "Valla şuraya kadar falan açıldı eteğin. Aslındaaa, geçen gün basın buradaydı. Keşke o gün gelseydiniz. İyi reklam olurdu, güzel müşteri çekerdik sayenizde." (sırıtmaya devam ediyor) Gel de boğma şimdi! O an nasıl o kadar sakin kalabildim bilmiyorum zaten. Olayın şokundan olsa gerek.

Neyse. Sinemadan sonra yine yapacak bir şeyimiz kalmamıştı haliyle. Ta ki ben ileride vakt-i zamanında 6,7 oyuncak yakaladığım o makineyi görene kadar! Hemen içinden kendime kaplumbağa şeklinde güzel bir oyuncak beğeniyorum. Tam parayı atıyoruz, oyun havasına falan girmişiz... Ama yok, makine çalışmıyor! Danışmaya gidip anlatıyoruz durumu. Adam ilgilenmiş gibi görünüyor ama aslında pek oralı da olmuyor. Sonra yerinden kalkıp makinenin yanına gidiyor ve bizi dumur eden o soruyu soruyor: "Tekmelediniz mi?" WTF?! Neyi, neden tekmeleyecektik ki? "Belki para takılmıştır, tekmeleyince çalışır." diyor ve bu kez kendi tekmeliyor makineyi. WTF2?! Sonra da cebinden telefonunu çıkartıp "yetkili" kişiyi arıyor. WTF3?! Ben canım kaplumbağamla bakışırken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum ama yanımdaki sıkılmaya başlıyor ve adamın yetkili kişiyle görüşmesi de uzadıkça uzuyor... Biz tam sıvışmaya karar vermişken adam dönüyor ve "Şu an bir şey yapamayacaklarını söylüyorlar ama isterseniz siz numaranızı bırakın, biz sizi ararız." diyor. WTF4?! Biz de "Yok ya 1TL için gerek yok sağ olun." diyor ve olay yerinden uzaklaşıyoruz. Ama daha birkaç adım gitmişken arkamızdan adamın çığlıkları yükseliyor: "Kızlaaaaaar! Koşun koşun. Çalıştı. Koşuuuun! Hadi bak süresi bitiyor! Kızlar koşun dedim hadi!" WTF5?! 
El mecbur dönüyoruz geri.
Birinci deneme: Karavana!
Ben tam kaplumbağayı kazanamadım diye üzülürken makine tekrar çalışmaya başlıyor! Biz daha "Ee süresi bitti bunun, neden devam ediyor ki?" diye düşünürken, makine hoop üçüncü turuna geçiyor. Ve adam müthiş yorumunu patlatıyor: "Sizden önce para atan ve makineyi çalıştıramayan başkaları da oldu herhalde." WTF6?! Her neyse deyip oyuna dönüyoruz. Ama her denememiz başarısızlıkla sonuçlanınca adam son kozunu oynuyor. "Şu yeşil oyuncağı mı istiyorsun? Ver ben yakalarım sana onu şimdi." WTF7?! Sonra da hâlâ inatla çalışan makineyi adama devredip gidiyoruz.

Aslında düşündüm de, benim karşılaştığım bu tipitiplerle yazı dizisi bile oluşturulur ama şimdilik bu kadar yeter, çok uzun oldu.
Esen kalın. -öeğğğyy, ne kadar klişesin Neşee!-

Bir de bugün sonuçlar açıklanacakmış. Bir tarafım sonunda diyor, diğer tarafım açıklanmasın... Ben mi? Ben bir şey demiyorum caaanım, zaten bana ne ki yani?

6 comments:

ry said...

7 d diyer bir sinama yok, kandırmışlar sizi. 7 d için boyut değiştirmek lazım.

bir centilmen çıkıp da ceket vermemiş belinize bağlayın,etek açılmasın diye. zaman gerçekten çok bozulmuş. bu arada satıcı kız kesin blogu okuyor, çıplaklık satar kafasında.

oyuncak makineleri hakkında da bir iki tavsiye vereyim. 3-5 kez oynamak yerine bir oyuncakçıya gidip çok beğendiğim kaplumbağayı alabilirsin. heyecan yaratmaya gerek yok.

Neşe said...

Hahaha zaten tek boyutlu bile değildi o sinema bence:D ve ayrıca ben cidden yakalayabiliyorum ya öyle deme. O makine biraz garipti ama.

Lynn said...

7D sinemayı pek algılayamadım ama oyuncak yakalama makinesinde geçen olaylar pek ekşınlıymış, aah var öyle tipler :D

Neşe said...

7D sinemada da olan şuydu ki, o dışarıdaki 3 tip (ve belki de daha fazlası) ekranda, artık rüzgarla eteğimizin ne kadarı açıldıysa her şeyi görmüşler.:D

Anonymous said...

7D sinema -> 7 tane WTF. Bu işler böyle yürüyor, hesap basit :P

Neşe said...

o ikisi ayrı olaylardı ama:D