Dec 30, 2010

.

Telefonun alarmı olarak ayarladığım şarkı çoktan yarısını geçmiş, yine de inatla uyanmam için çalmaya devam ediyor. Uyanıyorum. Her zamanki gibi geç kalmışım. "Boşver." diyor içimdeki. "Gitme bugün." 
"Hayır." diyorum, "Olmaz. Gitmeliyim." 
Kalkıyorum.
Her sabah yaptığım rutin şeyleri tekrarlıyorum.Çıkıyorum. 
Yaşadığım yer çok büyük bi yer sayılmaz. O yüzden insan yüzleri tanıdık gelir hep. Bu sabah öyle gelmiyor. Biraz daha ayılabilmek için bir sonraki durağa kadar yürüyorum.
Karşımdaki kediye bakıyorum. Bakışlarıma karşılık o da bana dikiyor gözlerini. Yeşilini sevmem. Bu sabah öyle olmuyor. Hoşuma gidiyorlar. 
Minibüs geliyor. Biniyorum. 
"Her sabah bu saatlerde dolu olur." diye düşünüyorum boş arabaya bakarak. Şoföre parayı uzatıyorum. Adam aynadan bana bakıyor. Dedim ya, burası pek büyük bir yer sayılmaz. O yüzden şoförlerin yüzleri tanıdık gelir hep. Bu defa öyle olmuyor. Aynadaki adam yabancı geliyor. 
En arkaya geçiyorum. Yolun akıp gidişini izliyorum. Tanıdığım yollar o an bana çok yabancı görünüyorlar. 
Okula geliyorum. Müdür yardımcısı etrafta görünmüyor. Şaşırıyorum. Bu sabah azar işitmeyecek oluşuma sevinerek sınıfa çıkıyorum. Sınıfınızdaki insanları tanırsınız. Bu defa öyle olmuyor. Her birinin yerinde tanımadığım insanlar oturuyor. 
Özür dilemek için hocaya bakıyorum. Tanımıyorum. 
Omuz silkip sırama geçiyorum. Yalnız oturuyorum. İnsanlar konuşuyor. Hiçbirini duymuyorum. Hala aklımda uyku var. "Biraz daha uyuyabilseydim…" diye düşünüyorum.
Arkamda oturan yabancı insana bakıyorum. Gülümsüyor, gülümsüyorum. Sonra sıramı biraz daha öne çekiyor, ondan uzaklaşıyorum. Biliyorum ki gülücüklerinin altında gizli hançerleri ve saplamak için fırsat kolluyor. Aldırmıyorum. 
Saat 9:10. Tahtadaki kadına bakıyorum. Genelde incelerim. Bu defa öyle yapmıyorum. Saate bakıyorum. Hala 9:10. Sıkılıyorum. Sonunda zil çalıyor. Hala aklımda uyku var. Yüzümü yıkayıp ayılabilmek için tuvalete çıkıyorum. Aynaya baktığınızda, karşınızdaki yüz size yabancı gelmez. Bu sabah öyle olmuyor. Ötekileşiyorum.

2 comments:

Sergerdan said...

Voav. Gerçekten harika bir yazı. Sadece bir yerdeki anlatım bozukluğu dikkatimi dağıtmasa tek nefeste okuyordum.
Çok hoş..

Neşe said...

çok teşekkürler