Nov 21, 2010

Harry Potter and Deadly Hallows


Geçen cuma Harry Potter ve Ölüm Yadigarları'na gittik kuzenimle. Girişte 'Türkçe dublaj ve alt yazı seçenekleri ile' yazmasına rağmen alt yazılı yoktu! Ben de filmleri orijinal diliyle izlemeyi tercih ettiğim için "Madem öyle Testere7'ye ya da New York'ta Beş Minare'ye girelim, başka yerde alt yazılı bulur izleriz." dedim ama kuzenim hık mık edince mecburen girdik Harry Potter sırasına. Aman allahım ya o nasıl bir kalabalıktır! Gören de Daniel Radcliffe gelmiş sanır. Neyse, sıra geldi derken bu defa da yer bulamadık, 2-3 saat sonrasına aldık mecburen.
Alışveriş falan derken saatler çabuk geçti zaten. Filmin başlamasına son birkaç dakika kala gittik salona. Yanıma da "Allah benim cezamı versin, nereden de bu koltukları seçtim." dedirtecek bi çocuk oturdu. Filmin başında 13+ yazısı çıkınca "Ben 12'yim, demek ki izleyebilirim. 13 olsam izleyemezdim." diyen çocuğun bana rahat vermeyeceğini daha o an anlamıştım. Film boyunca da koluma çarpıp durdu, mısırını son ses ağzını şapırdata şapırdata yedi, Snape denilince Severus Snape, Harry denilince Harry James Potter dedi durdu. (Hoş, Dumbledore denilince, Albus Percival Wulfic Brian Dumbledore demediğine şükretmeliyim.) Aradan sonra annesiyle yer değiştirdiler ve kadında bana kıçını döndü oturdu da rahata kavuştum. 
Film güzel olmasına güzeldi ama Ron'u o adama seslendirmeyin n'olur! Size yalvarıyorum, çok sayın dublajdan sorumlu devlet bakanı! O çocuğa o ses ol-mu-yoooo! Yün kazağının üstünden bile kasları belli olabilen bir çocuğun "Ağğhh Heğğyii neğeye gidiyoğğğsun?" tarzı peltek cümlelerini kapkalın bir erkek sesiyle söylemesi sizce de antipatik değil mi? 
Harry'nin de 'Sersemlet'ten başka büyü bilmediğini düşünmeye başladım, iyi mi. 
Ayrıca yılanın oradan buradan aniden fırladığı sahneler gerilim filmlerini solda sıfır bırakacak türdendi. Resmen yerimden zıpladım. "Ulan arkadakiler gördü mü acaba? Rezil olduk millete." diye bile düşündüm ve iyice koltuğuma gömüldüm. Gerçi tanımam etmem bana neyse. 
Bir kez daha ayrıca, buradan Dobby'i öldüren acımasız senariste seslenmek istiyorum.
Çok sevgili koca kafalı insan, kitapta ölüyor olabilir belki -okumadım, bilmiyorum- ama uzak diyarlara yolla bir şey yap illa çıkması gerekiyorsa filmden. Buz Devri'nden sonra Harry Potter'ı da ağlama listeme eklemek zorunda değilsin. Zaten amacına da ulaşamadın, gözlerim dolunca yukarı baktım geçti. Boku bokuna gitti güzelim elf! 

kısacıkbi'not: Aslında blogda bu filmden bahsetmiştim ama sırf filme yönelik bir post olmadığı için kaldırıp yeniden yazmak istedim.


+ 96 cidden lanetli! Artık eminim. Yine 96'ya binmemizi söylediler ve istemeye istemeye de olsa bindik. Bir buçuk saatlik bir turdan sonra da bindiğimiz yere döndük, inip 97'ye bindik! Nefretimsin 96.

3 comments:

huylandırma servisi said...

ahhahha 96 maceralarınız hakikaten komik.
Dobby' ye bende üzüldüm.
Yılan sahnesinde aynı durumda mıyız ne :D

AnceLik said...

her sinemada beni de öyle kişiler bulur,çekiyoruz heralde kızım yeaa;)evet dublajla ilgilenen bir bakan varsa bende sesimi duyurmaya çalısayım burdan içine ediyolar olmaz ki:)

Neşe said...

Bir de nedense ben filmin gerçek olmadığını bilmeme rağmen izlerken resmen içimden bir şey "tanrım nolur gerçek olsun" diye yalvarıyo, belki ondan yılan sahnesinden korkmuşumdur Serkan:D

ancelina, aynen ya bıktım bu tiplerden mü: