Geçen gece bi rüya gördüm. Çok güzeldi.
Linkin Park odamda konser veriyodu! Chester bana Türkçe "merhaba!" dedi ve sırıttı. Bense erimekle meşgul olduğumdan cevaplayamadım bile, sadece baktım. Muhtemelen bu an gerçekten yaşanmış olsaydı vereceğim tepki buydu. Konser bitiminde tam oradan ayrılıyorum ki, "amantanrım! Fotoğraf çekilmedim." diyorum ve koşa koşa binaya dönüyorum. Bi opera salonuna giriyorum, her yeri arıyorum ama yok! Sonra bi zenci geliyo yanıma, adını hatırlamıyorum şimdi. Ünlü o da. Gösteri başlayana kadar benimle fotoğraf çekilebilirsin çok canım sıkılıyor diyor ve bi sürü manyak foto çekiliyoruz. Sonra o da teşekkür edip gidiyor. Ah Chester 2 dk bekleyeydin iyidi..
Dün gece ise annemle babam yeniden evleniyordu ve benim giyecek kıyafetim yok derken, başka bi rüyada aldığım elbise aklıma geldi. Hemen onu giydim. Gerçekten harika ve orijinal bişey. Görseniz siz de beğenirsiniz. Sonra da kraliçeye piyano çaldım o elbiseyle. Ama piyano çok garipti. Böyle küçük ve ahşap tuşları vardı. Sesler biraz tok çıkıyodu ama dokuları hissedebilirdiniz. Ve ben o piyanoyu sevdim. Küçük ve yeşildi.
Rüyalarda yaşamaya başladım sanırım... Ve bazen -belki de bu yüzden- bazı olayları rüyamda mı gördüm yoksa gerçekten yaşadım mı ayırt edemiyorum.
No comments:
Post a Comment