artık mutsuzluktan ölecekmiş gibi yazmayı bırakacağım. zira mutsuzluktan ölünmüyor. peki ben neden durup durup mutsuzluktan ölecekmiş gibi hissediyorum? bunu şu an sorguluyorum çünkü enteresan bir şekilde hiçbir sebep yokken çok iyi hissediyorum. insanın kendini tam olarak anlaması ömrünün hangi kısmına denk geliyor acaba?
yarın staj sorumluma gidip staja neden düzenli gelemediğimi açıklayan bir hikaye anlatacağım ve stajımın yanıp yanmaması kadının bu hikayeye inanmasına bağlı. stres altında olmaktan nefret ediyorum ama bir yandan da kendimi bu hisse sürüklemek için elimden geleni yapıyorum. aslında hayatım boyunca bu döngü mevcut: yapmam gerekenler belli ve basit şeyler. yaptıklarım ise tüm bunların tam aksi istikameti. gerçekten dört dörtlük gerizekalılık.
öte yandan sonunda birlikte güzel çalışabileceğimize inandığım bir piyano hocasına denk gelmiştim. ama önce adam sapıttı. sonra akademiyi bıraktı. ve zaten ben de güzel çalışabileceğimize olan inancıma rağmen vaktimiz varken bile düzenli bir şekilde çalmıyordum. hayatım boyunca günün neredeyse altı yedi saatini piyanoya ayırarak deli gibi çaldığım tek zaman aralığı da gerçekten rezil hissettiğim bir yaklaşık on gündü. zaten o zamanlar günün geri kalan zamanlarında da bir iki bölüm dizi izleyip uyuyordum. okul kötüydü, benim için önemli olduğunu hissettiğim bir iki kişiyle aram bozulmuştu, staj işi çok çalkantıdaydı. yolunda giden bir şey olmasını istedim sanırım. bir şeyler yolunda giderken de bunu yapabilmek istiyorum.
şu önümüzdeki iki hafta sadece ailemle vakit geçirmek, hatta onları daha yakından tanımak istiyorum. bunu uzun zamandır istiyorum esasen ama eskiden beri süregelen bir iletişimsizlik problemini aşmam gerek önce.
sonra geri dönüp henüz elimi atmak üzere olduğum bir şeyi, hayatımda ilk defa düzenli devam ettirebilmek istiyorum.
ve hayatımdaki insanların hangisini ne kadar umursamam gerektiğini daha az düşünmek.
işte tüm bunları düşününce dediğim tek şey "çok zor değil" oluyor. kendime katılmamak elimde değil. ama teorideki bu akılcı yaklaşımımı neden pratiğe taşıyamıyorum? ya da taşımıyorum? dört dörtlük olan bir gerizekalılık da bu mesela.
bu defa az biraz daha kararlı hissediyorum ama bakalım.
https://www.youtube.com/watch?v=0gSXfSfuxb8
No comments:
Post a Comment