Aug 25, 2015

3

Ellerini, kollarını ve hatta ayaklarını not defteri olarak kullanma alışkanlığımın bir sonucu olarak çocukluk fotoğraflarında bile yürüyen bir eskize benzeyen ben, aldığım armoni derslerinin bitiminde en güzel tınladığını düşündüğüm akoru ya da ne bileyim çözümlemekte güçlük çektiğim bir modülasyonu cildime dövdürmeye karar verdim.

Aug 13, 2015

miv.


193

-what if i say i'm not like the others?
-NO ONE GIVES A FUCK.

Brph!

Aug 3, 2015

1006


Cok sene oncesi, Ayvalik. Cocugum ama kac yasindayim kestiremiyorum su an. Annemle kitap almalara doyamadigimiz bir yaz. Ailem surekli calistigi icin hepi topu bir hafta surecek olan o yilki tatilimizin hayatimi bu kadar uzun sure sonra boylesine degistirebilecegini ummazdim. 

Kendim de bir suru kitap almistim; fakat acgozluluk edip yine annemin kitaplarina sulaniyordum. Sonra kitaplarin birinde beni cok etkileyen ve uzerine ne okursam okuyayim unutamayacagim o kadin cikti karsima: Annabella. Kitabin geri kalan hikayelerini hayal meyal, Annabella'nin yasam oykusunu busbutun hatirliyorum su an dahil. O kadar etkilenmisim ki aradan gecen cokca sene icerisinde burada bile bircok kez yazdigimi animsadim sonra, ustukapali... Veya uluorta. Lakin bu huyum biraz Erik Satie ve bestelerine benziyor. Birinci tekil sahis olmadan anlamak guc. Anlatabildigim kadar artik.

Cok alakasiz sekillerde yolum bir sekilde Macaristan'a dusuyor. Annabella ile baslamis belki -ya da farkedemedigim niceleri. Dedesi Macar ruhu Cingene olan o kadinin oglunu buldum bugun. Tek derdim yazmakta oldugum bir fanzin icin playlist hazirlamakti oysa. Yoo yoo aksine cok memnunum. Annesini imrenerek okudugum/hayal ettigim adam sanat danismanligi yapiyormus. 

Bir silte bir piyano ancak alabilen evini gordum bir fotografta Annabella'nin. Hayal ettigimden biraz farkli ama hâlâ cok guzel... 

Yine ne yapmak istedigimi cok fazla bildigim bir animdayim. Ve bu beni urkutuyor. Zira boyle anlar cok gelip gecici oluyor hayatimda. Ama her sey beni bu noktaya suruklemisken, bu defa yaniliyor olmamaliyim.

Aug 1, 2015

417 - rat.n.raven

Hayatımda yaptığım tek yanlış, yanlış zamanda yanlış yerde bulunmaktı. Ve bir imlecin yanıp sönmesini izlerken, kafandan neler geçiyor? Her gece son sigaramı, aramıza bir otoparkın girdiği o tekdüze yirmi birinci yüzyıl binalarından birine bakan çatı katı dairemin camına oturarak içiyorum. Sigaram bittiğinde bazen bilinçli bazen bilinçsiz bıraktığım kül tablası hep camın dışında kalıyor. Ve bunu bilinçli yaptığım zamanlarda birinin ölümüne sebebiyet verdiğimi hayal ediyorum. Hani çok da hafif olmayan o kütle yerinden havalanıp uçmaz elbet ya, bir de kuvvetli rüzgar uyduruyorum sonra; bir kuzgunun cama konduğunu... Ve belki de öldürdüğünün altıüstü bir sıçan olduğunu.

https://www.youtube.com/watch?v=mOmdNNJ_64Q