Sep 30, 2010

bizimkiler

aynı evde aynı odada olmalarına rağmen Facebook'tan duvardan duvara ablasıyla konuşan bir arkadaşa sahibim.

Sep 24, 2010

"Bunu seviyorum." dediklerim.


Yağmur ve Californication... Güzel ikili. 

Sep 21, 2010

yaşlılık hissiyatı.

Vay beeee... Zaman ne çabuk geçiyo. Sınıfa girerken o 12 tabelasını görünce beynim hala nanik yapıyo.
Bunu yazınca da kendimi yaşlı gibi hissettim.
Bugünlerde hep yaşlı hissediyorum, tanrım! Yoksa gerçekten yaşlandım mı?
Eskiden, 9yaşındayken falan, "aa ne güzel lan daha 9 senecik yaşadım, ne kadar az." diye düşünürdüm. Şimdi 17 yıl. KOSKOCA Bİ 17 *-*
Oğlum, çok fena yaşlandım ya.
Aslında bundan bahsetmicektim bu yazımda ama demoralize oldum şimdi bütün keyfim kaçtı. Bi sonraki yazıda görüşürüz, tabi o zamana kadar ölmezsem...

not: Ezgi'nin konuya yaklaşımı.

Me
of 17 olduk ya çok yaşlıyız
22:51Ezgi
bncede çeyrektyz:(
of evde kalcaz yiaaaaaaaaaaaaaaa

*allah seni n'apmasın ya! rahat rahat bi depresyonumu yaşatmadın.

Sep 20, 2010

Okulun ilk gününden anektodlar...

...başlıklı bir yazı yazmak istiyorum.

Sep 11, 2010

Burnuma gelen bu yanık kokusunu...

...hayra yormalı mıyım?

-neyse, geçti zaten. 
ya da burnum kokuya alıştı.


¨¨¨¨
Kendimi yeniden iyiye yakın hissetmeye başladım. Bakalım bu ne kadar sürecek..

Bayram Laneti.

Bayramlardan nefret etmemin sayısız sebebinden yalnızca bir kaçı; 
- Genelde uyandığım saatten daha erken kalkmak zorunda olmam.
- Bir sürü küçük veledin gelip kapını aşındırması. Hem de basit birer şeker için!
- Bilmemkimin dıdısının dıdısına kadar tanıdığım tanımadığım -genelde asla anlaşamayacağım sıkıcı tipler ve yaşlı insanlar- bir sürü kişiye ziyarete gidilir.
- Odadaki herkes birbirine "Sen nasılsın?" dedikten sonra sahte gülücükler suratlara yerleştirilir ve sıkıntılı dakikaların geçmesi beklenir.
- Bir müddet sessizlikten ve bir kaç başarısız sohbet girişiminin ardından, "E biz kalkalım artık, daha gideceğimiz yerler var."a gelir muhabbet. Nitekim, -çok şükür!- kalkılır da..
- Her gittiğiniz yerde kolonya, şeker ve tatlı ikram edilir. Her defasında 'hadi ayıp olmasın' diye yersiniz. Ta ki, elleriniz tamamen dezenfekte olmuş durumda olmasına rağmen farklı kolonya kokuları karışımından midenizi bulanana ve yediğiniz tonlarca tatlıyı çıkarmak istemenize kadar.
- Bundan sonrası daha da zorlu geçecektir artık! 2 kat yapmacık olmak zorundasınız. Çünkü tatlı yiyemeyecek haldesinizdir!
- Ev sahibinin yoğun ısrarlarına rağmen, en yapmacık ve şeker ifadenizle reddetmek zorunda kalırsınız. Arada onu övmeyi de ihmal etmezsiniz tabi.
Bakınız:
Karakterler; Ev sahibi olan bir ayağı çukurda ama elleri hala (malesef) iş gören teyze ve X misafir kişisi.
E: kızım tatlı koy misafirlere. kendi ellerimle baklava yaptım.
X: ayyyy kendi ellerinle mi yaptın teyzeciğim? ben bile üşeniyorum yahu, nasıl yapıyorsun. biz gençlere taş çıkarırsın. ay, ne de güzel olmuştur o. mmmmmmhhh. ama çok yedik ya. (burada surat ekşitilir, dünyanın en güzel şeyini yemekten mahrum bırakılmış bir yüz ifadesi takınılır.) bilseydim en önce sana gelirdim. senin baklavan çok güzel olur çünkü, geçen bayram yemiştik. tadına doyamamıştım yahu. oğlanı da evlendirmişsin bu arada?
- Ayrıca sizi her gün görse bile bayram günü gördüğünde, "Ay ne kadar değişmiş, manken gibi olmuş maşallah!" diyenler de cabasıdır.
- Eğer ebeveynlerinizin gençlik yıllarında anıları olan birilerine gittiyseniz tamamen yandınız demektir, çünkü o anılar asla bitmez. Her "baba hadi geç oldu gidelim 2 saattir buradayız!" diye fısıldayışınızda, basit bi "tamam" cevabıyla geçiştirilip hiçte ilgi çekici olmayan o gençlik anılarını dinlemeye mahkumsunuzdur çünkü. Hele ki bu gidilen kişi sizin çocukluğunuzu da biliyorsa, eyvah ki ne evah!
Bakınız:
Mezolitik çağa ait ev sahibi: (sırıtır.) ben senin küçüklüğünü bilirim kız. doğduğunda ne manyaktın len sen! saçların çıkmıyodu, keldin bi de hehehehe. çıkan bir iki tel saçına mandal takar kendine saç yapardın hehehehe
Zavallı misafir: Öyle miymiş hahahahah ha
- Her yer gezildikten sonra eve dönülür. Fakat bitkin bir haldesinizdir ve büyük ihtimalle ertesi gün de aynı işkenceyi çekeceksinizdir...

İlginçtir ki, bu bayram bunların hiç biri 
olmadı.

Sep 8, 2010

tahammül edemeyeceğim bir şey varsa,

o da pişmekte olan kuru fasulye kokusudur.
-sanırım kusacağım.