Jun 30, 2010

bi' mimlenme vakası...:)

tamam. mmhhh. ne yazmam gerektiğini bilmiyorum. :$


beni mimlediğin için sana bi sürü teşekkürlerimi yollamakla yetiniyorum o yüzden:)




1. Hangi işleri yarım bırakırsın ya da bıraktığın neler var?
Hınff.. Çoğu şeyi sanırım. Yani bişeye başlamak benim için büyük sorun, çünkü tam bi üşengecim. Ama basitçe söylemem gerekirse, başlarken hoşlanıcağımı sandığım ama hoşuma gitmeyen herşeyi yarım bırakırım.

2. Yakın zamanda kaybettiğin biri var mı?
Hayır.

3. En ağır bulduğun, sana dokunan bir yemek var mı?
Yemek mm. Dokunan değil ama et ve tarçından nefret ederim. Yemek değil gerçi bunlar ama olsun.

4. Cinsellik ve aşk anlamında unutamadığın biri var mı?
Herkesin vardır heralde.. Ben hariç :b

5. Çocukken sevdiğin çizgi filmler?
Tam bir çizgi film manyağı olduğum için önüme gelen her çizgi filmi izlerdim. Ama taş devri manyağıydım ve sonra ilkokul yıllarımda ay savaşçıları vardı, onu da çok severdim.

6. Blogger'a ne zaman kayıt oldun? Kim vesile oldu? Nereden duydun?
Ağustos 2007'de olmuşum. Vay anasını:) zaman çabuk geçiyo. Kimseden duymadım aslında. Ama Çağla'nın bloguna rastgele denk gelmiştim. Hoşuma gidiyodu. Sürekli takip ediyodum zaten ama kullanıcı adıyla yorum yazma fikri zamanla beni cezbetmiş olsa gerek:)

7. Çok paran oldu neler yaparsın?
Kendime bi ada satın alırım. İçine büyük kocaman barok tarzı mimariye sahip bi ev yaptırırım. Tavanı yüksek olanlardan... Sonra bi kütüphane, bi piyano. Al sana huzur.



Son olarak bu mimleme işini çok fazla şaapamadığım için kimseyi mimlemiyorum ^-^
Neşeli kalın.

Jun 28, 2010

Saçmalama ustası JoyGoldenhand'ın klavyesinden...

kabuslarım geri döndü. bütün gece jül sezarla uğraştım ya. tamamını anlatamıcam, çok uzun ama bi bölümünde elimi sivri bi yere çarpıyodum. canım yanıyodu falan. sabah kalktığımda istemsiz olarak ilk iş elime baktım. ilginç dimi, o yeah.
evde kimse yok, yapıcak bişey yok, dışarı çıkmak ölüm gibi bu sıcakta. öff sıkılıyorum.
sonuç olarak, aç karna çilekli soda içerek intihar ediyorum. bakalım kaçıncı litreden sonra ölücem :b

Jun 26, 2010

Kâbus gördüm!

yazla birlikte bozulan uyku düzenim sayesinde yeni kabuslara yelken açtım. bu geceki ya da günki demeliyim, çünkü sabah 6da yatıp öğleden sonra uyanan bi bünyeyim. işte herneyse.. bu defa ki kötüydü. başını hatırlamıyorum ama provalardaydım. mola verildiğinde deli gibi canım dondurma istiyodu ve ben kantine gittiğimde orda koca bir burger king buluyodum. sonra yiyodum yiyodum ama dondurma istediğimde bana KÜLAH DONDURMA KALMADI! diyolardı. inanabiliyo musun? sonra algidaya koşuyodum. ama o da ne SEVDİĞİM HİÇ Bİ DONDURMA KALMAMIŞ!! sonra sokaklara atıyodum kendimi. dondurma bulmak ümidiyle... sonra bi yerde bi dondurma buluyodum. ve bil bakalım ne alıyodum? -işte burda süper hayal gücüm devreye giriyorr- CORNETTO GOLD... vay anasını sayın seyirciler:) magnum golddan sonra bunu da yaparlarsa patentini isterim. ama beğenmedim cornetto gold'u. çok küçüktü. fiyatı da 1,70 kr :DDD valla hatırlıyorum bu önemsiz ayrıntıları nedense:))))

objektifimden.



senifotoğraflarımlabaşbaşabırakıyor ve çekipgidiyorum.

Jun 25, 2010

keşke keşke keşke ve keşke.

Merhaba..


Yokluğunda herşey garipsenebilecek bi hızla değişti. Ben hariç… Artık daha emin ve sağlam adımlar atıyor olmam lazımdı… Ama ben hâlâ düştüğü zaman birinin kaldırmasına ihtiyaç duyan o küçük ve zavallı kızım. Böyle olduğum için kendime kızmıyorum… Sadece hâlâ içimdeki seni bitiremediğim için kızgınım… Aslında pekte bir şey kalmadı senden geriye… Yalnızca çok özlüyorum. Tahmin bile edemeyeceğin kadar çok. Bazen birine bir şey anlatma ihtiyacı hissediyorum ama anlatabilecek birini bulamıyorum bir türlü… Kimse senin gibi bir dinleyici olamıyor ne yazık ki. Keşke bu kadar kusursuz olmasaydın diyorum sonra kendi kendime. Keşke hayatıma hiç girmeseydin.

...ya da hâlâ hayatımda olsaydın.

Çok kızgınım. Kime, bilmiyorum. Ama gerçek anlamda kızgınım. Belki sana, belki bana, belki de tanrıya… Sonra boşver diyorum kendime ve boşvermeyi başarıyorum da gerçekten. Yalnız, senden arda kalan bu boşluk var ya… İşte o bazen çok gözüme batıyor. Üstünü örtüyorum birşeylerle, çok çirkin görünüyor. Hiçbir şey o boşluğa senin kadar yakışmıyor. Ve zaten oraya koymaya çalıştıklarımın çoğu da yeterli olmuyor…

Çok şaşkınım da aynı zaman da. Hayatı boyunca kimseye değer verememiş olan ben, şimdi nasıl oluyor da bu kadar takılıyorum sana? Neden?! Diyorum ki kendi kendime; keşke bilebilseydim… Sonra boşver diyorum kendime ve boşvermeyi de başarıyorum gerçekten.

Çok yorgun hissediyorum. Çok yorgun ve aciz… Yapabileceğim hiçbir şey yok ama ben hâlâ ümitliyim nedense senden… Hayallere tutunmaktan yoruldum. Ve yapabileceğim hiçbir şey yok, acizim.

Her gün biraz daha çok özlüyorum. Biraz daha katlanılmaz oluyor yokluğun. Biraz daha fazla boşluğunu hissediyorum… Sonra boşver diyorum kendime ve boşvermeyi de başarıyorum gerçekten.

Ama yine de düşünmekten alamıyorum kendimi;

Keşke yanımda olsaydın hâlâ…